Zâhîr, Nas Lâfızların Mahiyetleri Ve Hükümleri :

Zâhîr, Nas Lâfızların Mahiyetleri Ve Hükümleri :


293 - : Zahir, mücerret sigasını işitmekle mânâsı anlaşılan, ken-disile ne kasdedildiği tefekküre muhtaç olmaksızın malûm olan lâfızdır. Meselâ: nazmı şerifi, bey'in halâl olmasını ifade hususunda zahirdir.

294 -: Zahirin hükmü, yakinen malûm olan mânâsiyle ameün vü-cubüdür. Vakıa zahir bir lâfız, mânâya vaz'ı bakımından has ve âm ola­bilir. Bu cihetle te'vile, tahsise ihtimali vardır. Fakat mücerret bu ihti­mâl, zahirin yakinen bilinen mânâsile amelin vücubüne mâni değildir.

295 -: Nas'sa gelince: bu da; alelitlâk söz mânâsında istimal edil­diği gibi nazmı kur'ana ve lâfzı hadise de nas denilir. Usulcülere göre nas: mütekellim cihetinden ileri gelen bir sebeple, meselâ: ne gibi bir maksada mebni söylenmiş olması karinesile zahirden ziyade açık vazıh olan sözdür ki, âm olacağı gibi hâs da olabilir.

Meselâ: nazmı celili, Allahütealâ'nın birliğini, şe­rikten münezzeh olduğunu beyan hususunda bir nas'dır. Çünkü bu naz­mı celil, Hâhktealâ'nın vahdaniyetini beyan için nazil olmuştur.

296 -: Nas'sm hükmü, sığasından kat'ı surette anlaşılan şey ile amelin vücubudur. Te'vile, tahsise, nesha ihtimâli vardır. Fakat mü­cerret "bir ihtimal, açık olan ve katiyen malûm bulunan mânâsiyle amelin vücubüne bir mania teşkil etme2. Meselâ.- âyeti celilesi, bey ile riba arasında fark bulunduğunu beyan hususunda nas'dır. Çünkü bu âyeti kerimenin makabli bir karinedir ki, bu âyeticeli-le, bey ile riba arasında mümaselet bulunmadığını beyan, bey ile ribayı bir sayanları red için nazil olmuştur. Binaenaleyh ribadan kaçınmanın vücubü de açıkça anlaşılmış, tahakkuk etmiştir.