Kölelerin Ve Cariyelerin Nikahları Ve Hîyari Itk:

Kölelerin Ve Cariyelerin Nikahları Ve Hîyari Itk:


228 - : Rakikların, yani : köleler ile cariyelerin nikahlan, efendi­lerinin izinlerine mevkufen mün'akid olur.

Binaenaleyh bir köle veya bir cariye mevlâsımn iznini istihsal et­meden evlense nikâhı mevkuf olup, mevlâsı icazet verirse nafiz, ver­mezse bâtıl olur.

229 - : Bir kölenin aldığı kadın, hürre ise mehri bu kadına, cari­ye ise mevlâsına ait olur.

230 - : Bir efendi kendi cariyesini kendi kölesine tezric stse mehr itasına ^lüzum kalmaz. Meğer ki cariye ticarete mezun, medyun bulunsun. O halde köleye teveccüh eden mehr, rekabesinder. alınarak alacaklılara verilir.

231 - : Bir köle, mevlâsımn iznile hariçten bir kadınla teehhül etmiş olunca bakılır : Eğer duhul vaki olmuş ise mehr ve nafaka raka-besine teallûk eder. O halde bunları mevlâsı vermezse kendisi satılır. Satılacak takımdan değilse, çalıştırılarak istifa olunur. Nafaka teceddüt ettikçe kölenin satılması veya çalıştırılması da teceddüt eder.

Köleler, mehr için yalmz bir defa satılabilirler. Semenleri kifayet etmediği takdirde mütebakisi azad olduktan sonra kendilerinden iste­nilir.

Fakat duhul vukubulmuş olsun olmasın köle, vefat ederse zevce­sine nafaka lâzım gelmiyeceği gibi mehr itası da lâzım gelmez. Meğer ki. hayatında kazanmış olduğu bir mal bulunsun, bundan yalnız mehr istifa olunur.

232 - : Bir köle, mevlâsımn iznini istihsal etmeden evlenmiş olun­ca bakılır : Eğer mevlâsı icazet vermezse akd, bâtıl olur. Bu halde dü-«ul de vaki olmamış ise ımjfarakat indinde mehr itası lâzım gelmez. Fakat duhul vukubulmuş ise köle, mehri misi veya mehri müsemma ita-. azad olduktan sonra mütaleb olur. Mevlâsı icazet, verdiği takdirde (231) inci mesele hükmü carî olur.

« (imam Ahmed İbni Hanbelden bir rivayete göre mevlâsımn izni-

ni istihsal etmeden teehhül eden bir kölenin nikâhı bâtıldır, diğer bir rivayete göre de mevlâsmın icazetine mevkufdur.)

233 - : Bir cariye, mevtasının iznini istihsal etmeden birisile ev-lense bakılır. Eğer medhulün biha olduğu halde mevlâsı akdi vâkiâ icazet vermezse nikâh, fâsü olup ke'ndisine indeî'müfareka mehri misli veya mehri mislile mehri müsemmasmdan ekalli verilir. Çünkü nikâhı mevkuf da mehr hususunda nikâhı fâsid hükmündedir.

Fakat mevlâsı icazet verirse hakkında sahih ve nafiz nikâh hüküm­leri cereyan eder.

234 - : Mevlâsmın iznini istihsal etmeksizin evlenen bir köle. ve­ya cariye azad edilse akdi nikâhı nafiz olur. Çünkü nikâhın riefazlna mevlâsınm maîikiyet hakkı bir mani teşkil ediyordu. Bu mani zail olun­ca memnu avdet eder.

Azadın vukuu, mevlâmn i'tak etmesıle olabileceği gibi müdebber köle veya cariye hakkında mevlânın vefatile de olabilir.

235 - : Bir efendi, kendi kölesini veya cariyesini rızası olsun ol­masın evlendi rebiiir. Şu kadar var ki, cebren nikâh vukuunda cariye, hi-yari itka müstahik olur. Köle ise talâk hakkına mâlik olacağından hiya-n itka müstahik olmaz.

Maamafih bu cebirden mükâtebler müstesnadırlar. Onlar, minvec-hin hür olduklarından onları çocuk da olsalar mevlâları cebren evlen-diremez. Onların nikâhları kendi rızalarına mevkuf bulunur.

« (Malikî mezhebine göre de bir kimse, kendi köle veya cariyesini cebren evlendirebilir. Şu kadar var ki, bunları mutazarrır etmemesi lâ­zımdır. Meselâ : Bir efendi, yüksek bir vasıf ta buiunan cariyesini siyah, gayri salih bir köleye nikâh edemiyeceği gibi mecnun veya hastalıklı bir kadım da kölesine nikâh edemez.

Bir efendi, kölesini tezvice mecbur değildir. Meğer ki, bunun gayri meşru mukarenetlerde bulunacağından korkuîsun. O halde bu köleyi evermeye veya satmaya mecbur olur. Çünkü zarar ve ızrar caiz değildir.

Bir efendi, mükâtebini. nikâha cebr edemez. Zira mükâtep, nefsini ihraz etmiş bir haldedir.)

236 - : Hiyarı ıtk hakkına mâlik olan bir cariye, azat olunca hâ­kimin hükmüne muhtaç olmaksızın nikâhı fesh edebilir. Bu fe3h. talâk sayılmaz.

« (îmam Şafiî ile îmam Ahmedin kavilleri de böyledir, imam Mâ­lik ile Svzaîye göre ise bu fesh, bir talâkı bâindir.)

237 - : Hiyarı itk, meclisin âhırına kadar devam eder. Şöyle ki: Azad edilen bir cariyenin hiyarı itki, sükût etmesile bâtıl olmaz. Belki nikâhı ihtiyar ettiğine dair olan bir söz veya fü ile veya azad edildiği meclisten nikâha ve hakkıhıyara vâkıf olduğu halde kıyam etmesile bâ­tıl olur. Fakat meseleye cehli, yani: nikâhın vukuna veya kendisinin azad edildiğine veya muhayyer olduğuna vâkıf bulunmaması, hakkında bir özür teşkil eder.

Meselâ : kendisinin azad edildiğini bildiği halde hakkı hiyara mâlik olduğunu bilmese azad edildiğine muttali olduğu meclisten kalkıp git-mesile muhayyerliği zail olmaz.

238 - : Evlenen bir köle veya cariyenin rakabesi, yine mevlâsma aittir.

Binaenaleyh mevlâsı onu kemafissabık istihdam edebilir. Ve isterse mülkünden de çıkarabilir. Cariyesini tamamen zevcine teslim edip kendi­sine istihdam ettirmemesi lâzım gelmez. Fakat cariyesini artık istifras edemez. Cariyeyi istifras hakkı, münhasıran zevcine ait bulunur.

239 - : Başkasının cariyesile evlenen bir kimse, akdi nikah ânın­da sulbünden gelecek çocuğun hür olmasını şart kılmış olmayınca bu cariyeden doğacak çocukları, bu cariyenin mevlâsma ait, yani: onun tah­tı mülküne dahil olur. Mebsut. Bedayi. Hindiye, Haniye.

İslâm hukukunda kölelere ve cariyelere müteallik hükümler meb-h asi ne de müracaat!... [22]